4 Mart 2009 Çarşamba

Katalunya İspanya olmayabilir ama Madrid kesinlikle İspanya!..



Daha maçtan birkaç gün önce tüm gazetelerde küçüklü büyüklü çıkmıştı demeçleri Henry'nin. Barcelona şehrinin ve kulübün mottolarından "Katalunya İspanya değil" fikrini dile getirmiş ve bu fikrin büyüklüğüne hayranlığını dile getirmişti. Ama işte birilerinin de İspanya'nın ne olduğunu onlara hatırlatması gerekti. Bunun yapılacağı yer için de Madrid'den iyisi düşünülemezdi. İlk yarıdaki maçta Camp Nou'da paramparça olan Atletico rövanşın arzusuyla çıkmıştı sahaya ama Barcelona iyi dönemlerinden bir pasajla 30 dakikada skoru 0-2'ye taşımıştı. Açılışı da Henry yapmıştı. Ama ister Barcelona'nın kötü gidişi deyin ister Madrid'in havası deyin ister Atletico'nun intikam ateşi deyin, işler tersine dönmüştü. Son dakikasına kadar çok kaliteli, tempolu ve güzel bir maç oldu ve Real'in yardımına düşmanı Atletico koşmuş oldu. Aguero ise 12 gün önce doğan çocuğuna ilk Barcelona zaferini hediye etmiş oldu.












Real Madrid ise serisini 10 maça çıkarırken umudunu daha da yeşertti. Artık şampiyonluk sesi fısıltıdan çıktı ve ciddi ciddi tartışılır oldu. Blogda daha önce bahsetmiştik Real Madrid'in geri dönebileceğini ve süprizlere doğru yol alabileceğini ve herşeyin bitmediğini söylemiştim. Ben 4 puanı öngörürken bir iç saha galibiyeti diye düşünmüştüm ama sonuçta Vicente Calderon'da iç saha sayılır. :)
Daha 3 hafta öncesine kadar mutlak şampiyon kabul edilirken Barcelona, şimdi artık ayaklar titremeye başladı. Erman Toroğlu ve Şansal Büyüka da böylece işsiz kalmamış oldular.

Hiç yorum yok: