16 Mayıs 2009 Cumartesi

Elde Var 1.. Kaldı 270..


En sona koymak lazım resmi ama hem kupa kaldırılışı sebebiyle hem de kaldıran adam sebebiyle biraz iltimas geçtiğimi söylemem lazım. 10 gün önce İnönü'de kaybedilen maçtan sonra dengelerin biraz daha ortaya kaydığı bir maç olarak gözükmüştü ama İnönü'deki gibi dengelere uymayan bir şekilde oynandı maç.
Maça Üzülmez olmadan çıkan Beşiktaş'ta başka süpriz yoktu. Fenerbahçe de beklendiği gibi sakatlıktan kalkan Alex'i oynatıp dengeleri bozdu. Maç ortada başlamıştı aslında 2 takım da çok zorlamazken rakibini süpriz bir gol attı Yusuf. Gerçi hala tereddütlerim var kaleye vurup vurmadığı konusunda ama bu gol olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabi.
Golden sonra bir süre daha rakibinin üstüne giden Beşiktaş 2.golü de bulacaktı ki bu sefer ilk golde tüketilen şansın eksikliği hissedildi. Bu dakikadan sonra maç 10 gün önceki maça döndü bir anda o arada gol de gelince acaba? oluşmadı değil. Fakat final bilincindeki takım çabuk toparlandı ve dengede bir ilk yarı bitirdik.
İkinci yarıya ise alıştığımız ve beklediğim Beşiktaş çıktı. Ligde ve kupada 2.yarılarda hep yüksek tempo ve iştahla oynayan Beşiktaş, bu maçta da aynı iştahı gösterdi ve bu istek farkı da her dakika sahaya yansımaya başladı. Maç içinde de birkaç defa uzaktan şansını deneyen Bobo, 2.yarı hedefi bulmayı başardı. Maçın kırılma anı da bu oldu bana göre. 
Uzun zaman sonra Fenerbahçe maçında öne geçmenin rahatlığıyla kontrolü ele almış olduk. Oyuncu değişiklikleriyle de orta sahayı boşlayan bir Fenerbahçe'yle tüm ağırlığını buraya yükleyen Beşiktaş'ın farkı da kalan dakikalarda iyice ortaya çıktı. Orta sahada her topu kapan Beşiktaş, süratli adamlarıyla her atakta tehlike yaratmayı başardı ve üstüste gollerle de kupaya ulaştı. Önce Yusuf'un ısrarlı takibiyle Gökhan Gönül'ün hatasından faydalandı takım ki burada Gökhan'ın stoper oynayışı bu yüzden de göbekte oluşan boşluk golde top kaptırışı kadar etkiliydi. 
Yeni Baba Holosko da son maçlarda iyice yükselen formunu bu maçla da taçlandırdı ve 2.Fener maçını da boş geçmemiş oldu. Böylece Beşiktaş hem uzun zamandır süregelen Fener maçı şanssızlıklarını sona erdirdi hem de müzesine bir kupa daha ekleyip bu seneki 2 kupa hedefine 1 adım daha yaklaştı.
Maçın güzelliklerine gelirsek; en önemlisi takımın uzun bir aradan sonra klasik Beşiktaş forması kabul edilebilen siyah şort-beyaz forma kombinasyonuyla çıkmasıdır herhalde. İzmir'deki güzel atmosfer ve yarı yarıya maç izleme keyfi de eklenebilir. Takımın son 3 maç öncesi hem moral hem de güven anlamında da çok şeyler kattığı bir gerçek. Artık sadece 270 dakika kaldı. Son sözü de tribünümüzden söylemiş olalım:

La Vittoria Sara Nostra!


Hiç yorum yok: